ForumAlaca-Gençlerin Eğlence Merkezi
Mustafa Kemal Atatürk'ün Ağrına Giden Sözler... Uyeols10
ForumAlaca-Gençlerin Eğlence Merkezi
Mustafa Kemal Atatürk'ün Ağrına Giden Sözler... Uyeols10
ForumAlaca-Gençlerin Eğlence Merkezi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Her Telden Takılırız :D
 
AnasayfaPortalAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Mustafa Kemal ******'ün Ağrına Giden Sözler...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ShowTime
OyunFrm Admin
 OyunFrm Admin
ShowTime


Mesaj Sayısı : 790
Kayıt tarihi : 25/08/10
Başarı Puanı : 1
Aktiflik : 873
Cinsiyet : Erkek
Tuttuğu Takım : Fenerbahçe
Yaş : 36
Nerden : İstanbul

Mustafa Kemal Atatürk'ün Ağrına Giden Sözler... Empty
MesajKonu: Mustafa Kemal ******'ün Ağrına Giden Sözler...   Mustafa Kemal Atatürk'ün Ağrına Giden Sözler... I_icon_minitimeC.tesi Ağus. 28, 2010 3:21 pm

Mustafa Kemal ******'ün Ağrına Giden Sözler...


M.K.ATATÜRK TRABLUSGARP'TA
14
Eylül 1931 günü Dolmabahçe Sarayi balkonunda bir sohbet sirasinda
anlatmistir : “Bizim kusagin gençlik yillarina Osmanlilik telkin ve
etkileri hâkimdi. imparatorluk halkini meydana getiren Türk’ten baska
uluslara, bu arada yanlis bir din anlayisiyla Arap’lara, sarayin, ordu
ve devlet ileri gelenleri arasinda bulunan irkdaslarinin etkisiyle özel
bir deger veriliyor, onlardan söz edilirken “kavm-i necib” deyimi ile
sifatlandirilarak bu duygunun belirtilmesine çalisiliyor, memleketin
sahibi ve devletin kurucusu olan biz Türk’ler, ikinci plânda gelen
önemsiz halk yiginlari sayiliyordu.

sair Mehmet Emin Yurdakul’un,
ilk defa Manastir Askerî idadisi’nde ögrenci iken okudugum “Ben bir
Türk’üm, dinim, cinsim uludur” misraiyla baslayan siirinde, bana ulusal
benligimin gururunu tattiran ilk anlatimi bulmustum. Fakat ben asil
bunu, orduya katildigim ilk günlerde, bir Anadolu çocugunun
gözyaslarinda gördüm ve kuvvetle duydum. Ondan sonra Türklük, benim en
derin güven kaynagim, en engin övünç dayanagim oldu. Kendimi hiçbir
zaman Osmanliligin telkin ettigi baska uluslari öven ve Türklügü asagi
gören eksiklik duygusuna kaptirmadim.
Bakiniz nasil oldu? Kurmaylik
staji için verildigim, süvari alayi, Hayfa’da bulunuyordu. Kisla ile
deniz arasinda genis bir talim alani vardi ve piyade acemi egitim dönemi
yeni baslamisti. Erleri bölgeden toplanmis Arap gençlerinden, ögretici
kadro da deneyimli ve Anadolulu kita çavuslari olan Türk
delikanlilarindan kurulu idi. Katildigim bölügün alaydan yetismis,
Makedonya Türklerinden, ileri yasli bir yüzbasisi vardi.
Erlere
çavuslar talim yaptiriyor, biz subaylar arada dolasarak çalismalari
izliyor ve denetliyorduk. Yüzbasi, çavuslarina karsi sert davraniyor,
yeni erlere karsi ise fazla sevgi ve ilgi gösterir görünüyordu. Onlarin
herhangi bir sekilde azarlanmasina, hirpalanmasina gönlü razi olmadigini
israrla söylüyordu. Halbuki talimlerde, Türkçe bilmedikleri için,
çavuslarin söylediklerini iyi anlayamayan kimi erlerin yanlis
hareketlerinin, zaman zaman çavuslarin sabirlarini tükettigi, sertçe
davranislarina yol açtigi da oluyordu. Bir gün yüzbasi, bu yolda
hareketten kendini alikoyamayan bir çavusunu mimlemis ve talimden
dönüldükten sonra, birlikte oturdugumuz bölük komutanligi odasina
çagirtmisti.
Takim komutaniyla birlikte gelerek yüzbasisini saygiyla
ve askerce selâmlayan çavus, yirmi bes yaslarinda dinç ve yakisikli,
ince biyikli, elmacik kemikleri fazla kabarik, uyanik bir Türk çocugu
idi.
Yüzbasi, onu ulusal onurunu agir sekilde hançerleyen “…Türk!”sözleriyle azarlamaya baslamisti.
“Sen
nasil olur da kavm-i necib-i Arab’a bagli, Peygamberimiz Efendimiz’in
mübarek soyundan olan bu çocuklara sert davranir, agir söz söyler,
onlarin kalbini kirarsin. Kendini bil, sen onlarin ayagina su bile
dökmeye lâyik degilsin…” gibi gittikçe anlamsizlasan, fakat yasli
yüzbasinin samimî inancindan kuvvet alan sözlerle hakaret ediyor,
gittikçe asabilesiyordu.
Ben dikkatle çavusun yüz ifadesini izliyordum.
Baslangiçta
üstünde bir babaya duyulan sayginin içtenligi okunan çizgiler
sertlesmeye, içten gelen hakli bir isyanin atesleri gözlerinde okunmaya
baslamisti. Fakat, gerçekten emre uymanin simgesi olan her Türk askeri
gibi bu da iç duygularini gemlemesini bildi.
Sessizce göz
pinarlarindan dökülmeye baslayan yas damlalari, yanaklarinda birbirini
kovalayarak biyiklari üstünde toplaniyor ve kendini böylece yatistirmaya
çalisiyordu.
Ben, bir taraftan üzgün ve sinirli, bu sahneyi seyreder
ve söylenenleri dinlerken, bir yandan da içimde bir isyan duygusu
sahlaniyor ve söyle düsünüyordum:
“O erin bagli oldugu ulus, bir çok
bakimdan soyu temiz olabilirdi. Fakat çavusun, yüzbasinin ve benim bagli
oldugumuz ulusun da tarihleri serefle dolduran büyük ve soylu bir ulus
oldugu da bir an süphe götürmez bir gerçekti. Türklük hakkindaki o günkü
görüs ise, dogrudan dogruya Türk aydinlarinin kendi kendini
bilmemesinden ve baska uluslarda su veya bu sebeple üstünlük varsayarak,
kendini onlardan asagi görüp nefsine olan güveni yitirmesindendir.
Artik bu yanlis görüse son vermek, Türklügümüzü bütün soylulugu ile
tanimak ve tanitmak gerekmektedir” dedim ve o andan beri inandigim bu
gerçege bütün Türklerin inanmasini, bununla övünüp kendine güvenmesini
ülkü bildim.
NE MUTLU TÜRKÜM DiYENE…
KAYNAK :
Türk Dili Dergisi, Sayi: 146, Kasim 1963
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumalaca.yetkinforum.com
 
Mustafa Kemal ******'ün Ağrına Giden Sözler...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Mustafa Kemal'in Son Mektubu Şiiri
» Mustafa Kemal ATATÜRK (Katıldıgı Savaşlar)
» ******ün Ölümü ve Cenaze Töreni Orjinal Video‏
» Bitirim sözler
» Mustafa (2008) Orjinal Görüntü, Full İndir, Rapidshare.Com

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ForumAlaca-Gençlerin Eğlence Merkezi :: Güncel :: ****** Köşesi-
Buraya geçin: