TÜRKLERİN YAŞADIKLARI YERLER
Milâttan Önce Türklerin Yayıldıkları Sahalar: Altay-Sayan dağlarının
kuzey-batı kesimlerinde yaşayan Andronovo kültürü insanı, M.Ö.1700'lü
yıllarda Altay, Tanrı dağları ve Maverâünnehir' e kadar olan bölgelere
uzanmaktaydı. M.Ö. 1100 yıllarında aynı kültür Çin'in kuzeyindeki Ordos
ve Kansu bölgesinde görülmekteydi. M.Ö. IV. yüzyıldan itibaren Hazar ve
güney Rusya da Türklerin yaşadıkları bölgeler arasına girmiştir. Bu
duruma en iyi örnek mühim bir kısmını Türk kabilelerinin oluşturduğu,
konar göçer, atlı kültüre sahip bir kavimler topluluğu olan İskitler
(Sakalar)dir. İskitler, M.Ö . VIII. yüzyılda, Orta Asya'nın Tanrı
dağları ile Hazar denizi arasında kalan geniş bozkırlarında yaşarlarken,
daha sonra göç ederek, Karadeniz'in kuzeyinde, İtil ve Tuna nehirleri
arasındaki düzlüklere yayılmışlardır. M.Ö. VI.-IV. yüzyıllarda Dnyeper
ve Dnyester sahasındaki bazı Slâv zümrelerini hâkimiyetleri altına alan
İskitler, Karadeniz'in kuzeyinde varlıklarını M.Ö.II. yüzyıla kadar
devam ettirmişlerdir. Aynı sahada bulunan ve M.S. II. yüzyıla kadar Don
ve Tuna boylarına kadar uzandıkları bilinen Sarmatlar ile onların
içinden çıkan Roksalan ve Yazığların da en azından yönetici sınıflarının
Türk olduğu da iddia edilir. Bu kavimler Slâv ve Cermen zümreleri
üzerinde derin tesirler bırakmıştır.
Bozkır medeniyeti diye adlandırılan atlı-nomad yaşayışın öncüleri
İskitler olmuşlardır. Hun sanatıyla büyük benzerlik gösteren, geometrik
şekiller ve hayvan figürlerinin dikkat çektiği İskit sanatı, M.IV. ve
III. yüzyıllarda doruk noktasına ulaşmıştır. Milâttan sonra Türklerin
yayıldıkları sahalar: Türk göçleri bu dönemde batı yönünde gelişmeye
başlamıştır. Hunlar Orta Asya'dan, Hindistan'ın kuzeyine ve güney
Rusya'ya kadar genişlediler. Bir kısmı Orta Avrupa'ya kadar ilerledi.
Sabar, Avar, Bulgar, Peçenek, Uz ve Kuman boyları Hazar ve Karadeniz'in
kuzeyi ile Orta Avrupa ve Balkanlara kadar uzandılar. Kalabalık Oğuz
boyları X .-XI. yüzyıllarda Maverâünnehir üzerinden İran, Irak,
Azerbaycan ve nihayet Anadolu'ya hâkim oldular.
Türk Göçleri, tarih boyunca doğudan batıya doğru gerçekleşmiştir. Bu
istikamet içerisinde bazı Türk kavimleri Hazar'ın kuzeyinden Avrupa'nın
içlerine kadar yönelirken-Bulgar-Kuman-Kıpçak ve Çağatay dil grubu-, bir
kısmı da İran üzerinden Anadolu ve Orta Doğu'ya göç etmişlerdir- daha
çok batı Türkleri'nden Oğuz boyları-. Bu iki göç yolu üzerinde değişik
dil, din ve medeniyetten topluluklarla temasa geçen Türk kavimleri
yüzyıllar boyu bu coğrafyalarda varlığını sürdürmüştür. Türk bünyesine
uymayan inanç sistemlerinin, hayat tarzlarının benimsendiği ya da zaman
içerisinde nüfus bakımından beslenemediği yerlerde bulunan bazı Türk
kavim ve boyları tarih sahnesinden çekilmişlerdir. Çin'deki Tabgaç'lar,
Orta Avrupa'daki Hunlar ve Balkanlardaki Bulgarlar buna örnektir. Ancak
bu olumsuzluklardan etkilenmeyen Türk toplulukları büyük bir coğrafyada
varlıklarını devam ettirmektedirler.
TÜRK BOYLARININ YAŞADIKLARI YERLER
Aynı zamanda son durum için 27.konuda Türk Toplulukları maddesini
inceleyebilirsiniz Günümüzde varlıklarını devam ettiren Türk boyları,
ana kütlesini Anadolu, Azerbaycan ve İran ile Büyük Türkistan'ın
oluşturduğu çok geniş bir coğrafyaya yayılmışlardır. Bu ana kütleden
zaman zaman taşan Türkler, daha nispî de olsa, bugün başka devletlerin
elinde bulunan topraklarda da yaşamaktadır. Dolayısıyla 170 milyonu aşan
bu büyük Türk Dünyası içerisinde bağımsız yaşayanlar olduğu gibi, daha
az da olsa, başka devletlerin hâkimiyetinde bulunanlar da mevcuttur.
Osmanlı devletini oluşturan Türkiye Türklerinin devamı ve bakiyesi
durumundaki bir kısım Türk nüfusu, bugün, eski Yugoslavya'da; Makedonya
ve Üsküp'te, Bulgaristan'da; Mestanlı, Deliorman, Plevne, Varna, Filibe,
Kızanlık'ta, Yunanistan'da; Batı Trakya ve Ege Adaları'nda, Polonya ve
Romanya'da; Dobruca ve Baserabya'da, Irak'ta; Musul-Kerkük'te,
Suriye'de; Münbiç, Azez ve Lazkiye'de yaşamaktadır. Bu bölgelerdeki
toplam Türk nüfusu yaklaşık 7 milyondur.
1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte, komünizmin
boyunduruğundan kurtulan Türk boyları büyük oranda bağımsızlıklarını
ilân etmişlerdir. Bu tarihî olay neticesinde Özbekistan, Türkmenistan,
Kazakistan, Kırgızistan Türk Cumhuriyetleri ortaya çıkmış ve böylece 40
milyona yaklaşan toplam nüfusuyla, Türkistan'ın bir bölümü (Batı)
yeniden istiklâline kavuşmuştur. Ancak bazı Türk toplulukları Sovyetler
Birliği'nin yerine oluşturulan Rusya Federasyonu'nun sınırları
içerisinde, İdil (Volga)- Ural bölgesinde, muhtar cumhuriyetler olarak
kalmıştır; Tataristan, Başkurdistan ve Çuvaşistan. Sibirya'da ise Yakut,
Tuva ve Altay özerk bölgeleri oluşturulmuştur. Buradaki Yakut
(Saha),Tatar,Hakas, Tuva, Dolgan gibi Türk boylarının nüfusu bir milyonu
geçmektedir.
Kafkasların haritası da Sovyetler Birliği'nin dağılması neticesinde
değişmiş ve Azerbaycan Cumhuriyeti ortaya çıkmıştır. 7 milyonu aşan
nüfusları ile Azerî Türkleri, Orta Asya ile Anadolu Türklüğü arasında
önemli bir köprü vazifesini görmektedir. Rusya Federasyonuna dahil olan
Kuzey Kafkaslar, pek çok etnik grubun yaşadığı bir bölgedir. Ancak
Ermeni ve Gürcülerin dışında kalan toplulukların çoğu ortak yaşayış,
kültür ve inançlara sahiptir. Bu bölgenin toplulukları için İslâmiyet
belirleyici bir unsurdur. Dağıstan, Çeçenistan, Osetya, Karaçay gibi
muhtar cumhuriyetler ile Oblastlarda yaklaşık 6 milyon Kafkas akraba
topluluğu yaşamaktadır. Bunların bir milyondan fazlasını ise Kumuk,
Karaçay, Balkar, Nogay ve Kundurlar gibi Türk boyları oluşturmaktadır.
Kuzey Kafkaslardan, Moldova'ya kadar uzanan bölgelerde ise II. Dünya
Savaşı sonrasında yurtlarından sürülen Kırım ve Ahıska Türkleri ile
Hristiyan Gagavuz ve Musevî Karaim ve Kırımçakla bulunmaktadır. Bu
toplulukların toplam nüfusunun bir milyona ulaştığı tahmin edilmektedir.
Doğu Türkistan'da yaşayan Türkler, Batı Türkistan'daki soydaşları kadar
şanslı değillerdir. Sovyetler ile birlikte Türkistan'ı bölen Çinliler,
Doğu Türkistan'ı, Sincang (sonradan kazanılmış topraklar) adıyla işgal
ederek, büyük çoğunluğunu Uygurların oluşturduğu Türkleri tam bir baskı
ve zulme tâbi tutmuşlar ve tutmaya devam etmektedirler. Doğu
Türkistan'da, Sincang-Uygur muhtar bölgesinde, Uygur, Kazak, Kırgız,
Özbek ve Tatar asıllı yaklaşık 20 milyon Türk yaşamaktadır. Çin'in Kansu
bölgesinde de yüz bin dolayında Salar Türkü bulunmaktadır.
Afganistan'ın kuzeyi ve Tacikistan'da önemli oranda Türk nüfusu
yaşamaktadır. Herat, Tükurgan ve Mezarışerif ile Maymana, Maruçak,
Andhoy ve Vahan civarında iki milyonu aşkın Özbek, Teke, Yamut, Sarık ve
Salur boylarına mensup beş yüz bini aşan Türkmen ve Yüz elli bini bulan
Kırgız, Kazak ve Karakalpak bölgenin asli unsurlarını oluşturur.
Günümüzde Kuzey Afganistan Türkleri, Afganistan yönetimini ele geçirmiş
olan Talebanlara karşı mücadele vermektedir. Yoğun Türk nüfusunun
bulunduğu diğer bir bölge de İran'dır. İran nüfusunun neredeyse yarısını
oluşturan yaklaşık 20-25 milyon Türk asıllı kavim ve topluluk bu büyük
coğrafyada yaşamaktadır. İran'daki en büyük Türk grubunu yaklaşık 20
milyona varan nüfuslarıyla, Güney Azerbaycan'da yaşayan Azerî Türkleri
oluşturur. XIX. yüzyıl başlarında Gülistan ve Türkmençay anlaşmalarıyla
İran ve Rusya, Azerbaycan'ı bölmüş ve Aras'ın kuzeyi Rusya'da kalırken,
Güney Azerbaycan İran'ın elinde kalmıştır. Tebriz, Erdebil, Urmiye, Hoy,
Maku, Culha vb. gibi bölgeleri içine alan, yüz bin km2'yi aşan yüz
ölçümüyle Güney Azerbaycan Fars milliyetçiliğinin tehdidi altında
bulunmaktadır. İran'ın güneyindeki Fars eyaletinde konargöçer yaşayan
Kaşgay'lar 500 bini aşan nüfuslarıyla İran'daki diğer önemli bir Türk
unsurudur. Türkmenistan sınırına yakın bölgelerde ise Yamut, Göklen,
Sarık ve Salur boyuna mensup Türkmenler yaşamaktadır (500 bin). Ayrıca
bir milyonu bulan Afşar, Kaçar, Karapapak, Hamse, Şahseven gibi değişik
adlara sahip topluluklar, İran'daki güçlü Türk dünyası içerisinde
yerlerini almışlardır.