Eski Cumhuriyet ve Sith İmparatorluğu'nun galaksiyi ikiye bölen savaşında kendi destanımızı yazmaya geliyoruz...
Bir MMO çocuğu olduğum söylenemez. Zira lise ve üniversite yıllarındaki
Ultima dönemini bir kenara bırakırsam, tecrübem Star Wars: Galaxies ve
Age of Conan'dan öteye gitmez (ki bu evrenlere kişisel zaafım olmasa
yüzlerine bakmazdım o da ayrı).
Eh, devasa online evrenlere bu kadar uzak olan bir oyunsever
olsam da Star Wars: The Old Republic'i yakından takip etmem için bazı
özel nedenlerim de yok değil. Her şeyden önce bu, galaksinin Darth
Vader'den binlerce yıl önce Eski Cumhuriyet ve Sith İmparatorluğu
tarafından ikiye bölündüğü, en az orijinal Star Wars hikayesi kadar
etkileyici bir dönemi işliyor. Eski Cumhuriyet dönemi için
"genişletilmiş evrenin" (Star Wars Expanded Universe) en sağlam parçası
olduğunu söylersem de abartmış olmam sanırım.
Aslına bakarsanız lafı da fazla uzatmak istemiyorum. Zira yeryüzündeki
bütün Star Wars hayranlarının (hatta fazlasının) büyük bir merak içinde
beklediği Star Wars: The Old Republic, fuarın ilk günü yapılan tanıtım
ve yayınlanan enfes bir fragmanının ardından oynanış videolarıyla da E3 2010'un düzenlendiği Los Angeles Kongre Merkezi'ni temelinden sarstı.