“Yok böyle oyun, yiyesi geliyor adamın, kıymetini bil abi.” dedi Yiğit.
Bu adamın bile bu düşüncelere sahip olması, oyun hakkında hemen
araştırma yapmaya başlamam gerektiğinin sinyallerini veriyordu. E3’ün
üzerinden çok uzun bir zaman geçmemişti; ama ben bu oyunu unutmuştum.
Belki de fuarın arkasından cebelleştiğimiz birçok oyun arasında
kaynamış, kaybolmuştu World in Conflict. Bu nedenle, neredeyse bir ay
önce niyetlendiğim bu ön inceleme için geyik bölümünü (ki burası genelde
giriş olarak anılır) kısa kesiyorum. Direkt olarak konuya dalmak
istiyorum, sabırsızlanıyorum. Belki de acele ediyorum…
İlk olarak, oyunun tek kişilik bölümünde kendini daha çok hissettiren
senaryoyu incelemek istiyorum. Konu klasik bir 1. Dünya Savaşı ya da
garip makinelerin ve canlıların bulunduğu, mitolojik diye
nitelendirilebilen çağların öyküsü değil. Yakın geçmişin devletlerinin
var olduğu, etkileyici sayılabilecek bir konusu var oyunun. Olay Batı
Almanya’da, 9 Kasım 1989’da geçiyor. Sovyetler inanılmaz zor bir durumun
içerisinde ve yıkılmasına, dağılmasına kesin gözü ile bakılıyor. Fakat
Sovyet Kuvvetleri, kimine göre küstahça, kimine göre aptalca, kimine
göre ise cesurca Avrupa’nın içerisine ilerlemeye başlıyor. Bu sırada
NATO’nun gözleri başka tarafa çevirmek için yürüttüğü plân işe yarıyor
ve Amerika darbe alıyor. Biz, Sovyetlerin bir komutanıyız. Görevimiz,
Amerika’nın şehirlerini, banliyölerini geri almak. Bunun için çağın en
güçlü askeri birliklerini, makinelerini, inancını kullanıyoruz; ya da
kullanmalıyız.
Meslektaşları içerisinde en çok satanlardan biri olan ve Cold War’un
yazarı Larry Bond tarafından önümüze sunulan bu güzel senaryo sayesinde
çok oyunculu takılmayan arkadaşlar için sürükleyici bir konu ile oyuna
bağlanım da sağlanmış olmalı. Arkası gelecek olan oyunun artılarının
ilki bu hâliyle. Soğuk Savaş, Berlin Duvarı, Larry Bond gibi sözcük
grupları iyice harmanlanıyor ve World in Conflict doğuyor. Ya da
insanoğlu bir kargaşanın, anlaşmazlığın, savaşın içinde buluyor kendini…
“Felsefe yapma lan” diyorsanız geçelim; peki geçelim.
Oyuncuların bu oyuna bağlanmalarını sağlayacak en önemli etken
grafikler… değil arkadaşlar. Çünkü günümüz şartlarında, ya da bir diğer
deyişle zevklerinde, takım-tabanlı oyunlar, kesin sûretle çok oyunculu
oynanır. Herkes için olmasa da bu birçok oyuncu için geçerli. Bazı
internet sahipleri de ellerindeki nimeti bu şekilde değerlendiriyor. Hâl
böyle olunca oyun yapımcıları da ne yapacaklarını şaşırıyorlar.
Oyuncular için hazırlanan bu son pasta ise oldukça hoş. Hele ki sanal
ortamdaki kapışmaların içerisine katiyen dalan arkadaşlar için… Başlığa
uygun devam edelim; dediğim gibi, grafik bu tür sanal ortam
müsabakalarında geri plânda kalır, önemsenmez. Mühim olan yenmektir,
kalitenin bir önemi yoktur. Öyle ki, ‘Single Player’ bölümüne bakmadan
oynayan kişiler de var. Bu tip durumlarda, dediğimiz gibi, oyunun
atmosferi ön plâna çıkıyor. Hazır konusu açılmışken, oyunun E3’te
oynanabilen demosundan biraz bahsetsek, oyunun genel yapısını biraz
olsun aktarabilmiş oluruz
diye düşünüyorum.
SAVAŞ EVE GELİYORMUŞ, KAÇIN!
Oyunun E3 demosunda 8 kişiden oluşan iki takımın savaşı var. ‘Savaş’
belki yanlış bir kelime oldu; ‘muharebe’ daha doğru. Sebebi ise, üs
kavramının olmaması. Oyun sürekli hareket hâlinde ve sabit yerde durmak,
oyun içinde yapılabilecek belki de en saçma hareket oluyor. Ayrıca
takımlar da sınıflara ayrılmış durumda. Hava birliği, piyade, zırhlılar
gibi sınıflar var. Ve herkes bir sınıfı yönetiyor. Bunun en büyük
getirisi, ortak bir iş yapma mecburiyetinde kalmamızı sağlaması olmuş.
Yani bir kişinin hatası, tüm takımı derinden etkiliyor ve kimse o hatayı
yaparak rezil olmak istemiyor. Böylece ortaya tam anlamıyla bir
muharebe çıkıyor.
Koordinasyonu anlattım ve “şöyle bir oyun kurgusu var…” diyerek söze
başlıyorum. Hava birliğini aldığımızı varsayalım. En başta pek
zorlanmıyoruz, özellikle piyadeler tam bir çerez. Ama ilerideki roketler
ağır darbe almamıza sebep oluyor. Az önceki “takımı sırtlayan adam”
yerini “takımı batırmak üzere olan adam”a bırakıyor. Bizim roketlerden
aldığımız darbeye, bir de karşı hava birlikleri eklenince durum içinden
çıkılmaz bir hâl alıyor. Bu noktada bizim zırhlılarımız devreye giriyor;
böylece karşı birliklerin baskısından biraz olsun kurtulmuş oluyoruz.
Yine de az önceki darbeden dolayı temkinli ilerliyoruz. Stratejik
noktaları ele geçirmek için biraz daha hızlanıyoruz. Ama biz farkında
olmadan oyun az önceki temposuna geri dönüyor ve nefes kesici bir
şekilde ilerlerken Destek Birliği Puanı’nız ve Strateji Puanı’nız
doluyor. DBP, yardımcı kuvvet için gerekli iken SP, oyun sizin
aleyhinize bir sonuca doğru giderken “sürpriz” şeyler yapabilmenizi
sağlıyor.
- Nükleer enerji mi?! Hadi canım.
Evet, gaza geldiniz mi bilmiyorum ama bu tarz bir oyun sistemini duyunca
şaşırdığınızı, afalladığınızı, kendinizi kaybettiğinizi saklamayın
lütfen. Her şeyi ile mükemmel bir strateji oyunun geldiğini duymak,
başta strateji sevenler olmak üzere bütün oyun camiası için hayırlıdır.
Oyunun grafiksel açıdan oldukça doyurucu olduğunu söyleyebilirim bu
arada. Ses, oynanabilirlik gibi konularda ise kesin bilgiler yok. Ama
sadece oyun içi görüntülere bakmak bile, insanın iştahının kabarmasına
yetiyor.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Konsolu açmak için oyunun kısayol dizininin sonuna -console komutunu ekleyin ve oyuna girin.
Örnek: "C:\World in Conflict\wic.exe" -console
Şimdi, oyun esnasında (~) tuşuna basınız ve aşağıdaki kodları giriniz:
WinGame Win - Bölümü kazanırsınız.
UnlockAllMaps - Bütün görevler açılır.
CameraFreedom - Özgür kamera madu.
cmdlist - Bütün komutları listeler.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Link Kodu:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Link Kodu:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Link Kodu:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Link Kodu:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Link Kodu:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]