ShowTime OyunFrm Admin
Mesaj Sayısı : 790 Kayıt tarihi : 25/08/10 Başarı Puanı : 1 Aktiflik : 873 Cinsiyet : Tuttuğu Takım : Yaş : 36 Nerden : İstanbul
| Konu: ******'ün, Hz. Muhammedin Mezari İçin VerdiĞi Mücadele ! C.tesi Ağus. 28, 2010 3:12 pm | |
| ******'ün, Hz. Muhammedin Mezari İçin VerdiĞi Mücadele ! “******’ü din ve islam disi göstermek isteyenler elbette bu belgeden rahatsiz olacaklardir. Bu nedenle dini siyasete alet edenler emperyalistlerle is birligi bile yapabiliyor." ******'ün, Hz. Muhammed'in mezari için verdigi mücadele ! ****** olmasa bugün Hazreti Muhammed’in mezari da olmayacakti
Pazartesi aksami Avrasya Televizyonu’nda Lale sivgin’in sundugu “Beyin Firtinasi” programina katilmistim biliyorsunuz. Programin diger konuklari Nevzat Yalçintas ile Erol Manisali idi.
Nevzat Yalçintas program sirasinda ******’le ilgili küçük bir anekdota yer vererek “Suudiler 1926 yilinda sinirlari içinde tüm mezarliklari yikiyorlardi. ****** siranin Hazreti Muhammed’in kabrine geldigini ögrenince bir telgraf çekerek, ‘Eger bir tek tasina bile dokunursaniz ordumu asagi gönderirim’ demisti. Bunun üzerine Suudiler Hazreti Muhammed’in kabrine dokunamamisti. Ama bu telgraf yok edildi” dedi.
Programin ana konusu kapatma davasi oldugu için bu konu fazla uzun sürmedi. Programdan sonra Lale sivgin, yayinin yapildigi Dogatepe tesislerinde bizlere birer çorba ikram etti. Bundan yararlanarak Yalçintas’a “Hocam programda anlattiginiz olayin ayrintilarini söyleyebilir misiniz?” diye sordum.
1981 yilinda 12 Eylül askeri yönetimi ******’ün 100. dogum yili nedeniyle kapsamli bir program hazirlamis. Prof. Yalçintas o dönemde ilim Kurulu’nun basina getirilmis. Amaç ******’le ilgili çesitli kaynaklardan arsiv arastirmasi yapmak ve “bilinmeyen ******’ü” ortaya çikarmakmis.
Yalçintas, “Disislerinde Münir Bey vardi. (Soyadini hatirlayamadi) iyi bir arastirmaci ve arsivciydi. Ona Disisleri Bakanligi arsivlerinin arastirilmasi görevi verilmisti” diyerek anlatmaya basladi.
Sonra da sürdürdü: “Bir gün Münir Bey aradi. Çok ilginç bir belge buldugunu, bunu getirip göstermesi gerektigini söyledi. O sirada benim çalistigim basbakanlik binasi ile disisleri binasi ayni yerde. Hemen atlayip geldi. Çok heyecanliydi.”
Prof. Yalçintas, Münir Bey’in gösterdigi belgeye baktiginda çok sasirdigini belirterek söyle devam etti: “Belge bir telgraf metniydi. Henüz yeni kurulan Suudi devletinin kralina gönderilmisti. Telgrafta ‘Hazreti Muhammed’in mezarinin yikilacagini derin üzüntü içinde ögrendim. Bu kutsal emanete asla dokunamazsiniz. Bir tek tasinin bile zarar gördügünü duyarsam orduyu asagiya gönderirim’ anlamina gelen cümleler vardi.”
Yalçintas, burada Hazreti Muhammed’in mezari ile ilgili kisa bir detay anlatti. ingiliz isgali sirasinda komutan olan Fahrettin Pasa’nin kabri terk etmemek için uzun süre direndigini, aç kaldiklarini bu nedenle çekirge yiyerek beslendiklerini, sonunda ingilizler’in hiçbir sekilde dokunmamalari kaydiyla Hazreti Muhammed’in mezarini terk ettiklerini ancak kutsal emanetleri de yanlarina aldiklarini söyledi.
simdi gelelim belgenin bulunmasindan sonraki gelismelere, çünkü vahim ve ilginç olan bu: Nevzat Yalçintas’in anlattigina göre Münir Bey belgeyi önce bir üst amirine götürüyor. Belge oradan daha yukari tasiniyor. Sonunda müstesara oradan da Bakan ilter Türkmen’e geliyor. Tabii Evren Baskanligi’ndaki Milli Güvenlik Konseyi’nin de haberi oluyor.
Sorun su: Bu belge ne yapilacak? Dönemin ******çü komutanlari ve onlarin emrindeki bürokrasi bu belgenin açiklanmasini istemiyor. Ancak belge de ortaya çikmis bir kere. Sonunda o dönemde yazilan ve simdi kitapçilarda tek nüshasi bile kalmayan bir ****** kitabinin içine, hiçbir anons yapilmadan konuyor.
Kisacasi konu adeta kapatiliyor, sadece o tugla gibi kalin kitabi sonuna kadar okuyanlarin dikkatini çekecek biçimde “zevahiri kurtarmak” adina konuyor.
Peki bu belge simdi nerede? Kimin korumasi altinda? Bu da bilinmiyor. Bilinen tek sey, ******’ün islam aleminin peygamberi Hazreti Muhammed’in mezarinin ortadan kaldirilmasini önlemesi herkesten saklaniyor.
Hazreti Muhammed Mescidi Nebevi’de yatiyor
Hazreti Muhammed 571 yilinda dogdu 632 yilinda vefat etti. Peygamberimiz Medine’de oturdugu evde topraga verildi. Bu mezar bugün dünyanin en büyük camisi olan Mescidi Nebevi’nin içinde.
Mescidi Nebevi, Hazreti Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç etmesinden sonra ilk namaz kildigi yer. Hazreti Muhammed, Medine’de oturdugu evin hemen yanina kentin ilk mescidini insa ettirmisti. Bu mescit geçen yillar içinde defalarca yenilendi. Bugün 600 bin kisinin ayni anda namaz kilabildigi Mescidi Nebevi’nin korumasini çok uzun yillar Osmanli askeri yapmisti.
Arabistan’da mezar adeti yoktur. Ölüler herhangi bir yerde topraga verilir, üzerine belirleyici bir sey konmaz. Bu nedenle sadece Hazreti Muhammed’in mezar yeri ile ilgili bilgi vardir. O’nun disindaki islam büyüklerinin mezarlarinin yeri bilinmez. Bir süre önce Hazreti Muhammed’in annesine ait oldugu ileri sürülen bir mezar ortaya çikarilmisti. Ancak Suudi yönetimi bu mezari da ortadan kaldirmis ve yerine otopark yapmisti.
******’ün müdahalesi olmasa Suudiler, Mescidi Nebevi’nin hemen dibindeki Hazreti Muhammed’in mezarini da tamamen ortadan kaldiracakti. Nitekim Hazreti Muhammed’le ayni yere defnedildikleri bilinen Sahabe’nin önde gelen isimlerinin mezar yerleri bugün dümdüzdür.
Yasar Nuri Öztürk: Ali Babacan arastirma izini vermedi
Nevzat Yalçintas’la sohbetimiz sirasinda “Bir gün Yasar Nuri Öztürk Bey aradi. Benim bu anlattigimi duymus, belgeye nasil ulasabilecegini sordu” dedi. Ben de “Belgeyi bulmus mu?” diye sorunca “Onu bilemiyorum, ama galiba bir kitabina koymus ben okuyamadim” dedi.
Bunun üzerine önceki gün Yasar Nuri Öztürk’ü aradim. Öztürk, Yalçintas’in anlattiklarini dogrulayarak, “Ancak bunu henüz bir kitabima koymadim. Arastirmayi asagi yukari tamamladim, Gazi Mustafa Kemal ve islam isimli çok kapsamli bir kitap hazirliyorum, bunun bitmesi üç yili alir. Konu bu kitapta yer alacak” dedi.
Milletvekili oldugu sirada bu belgeye ulasmak için çok çalistigini söyleyen Öztürk, “Belge Disisleri Bakanligi arsivlerinde. Milletvekili sifatimla bu arsivlerde çalismak için bakan Ali Babacan’a basvurdum, ama bana izin vermedi” diye konustu.
Öztürk’e “Peki hocam, böyle bir belgenin açiklanmasini neden istemiyorlar?” diye sordum. Öztürk’ün cevabi çok ilginç oldu.
söyle dedi: “******’ü din ve islam disi göstermek isteyenler elbette bu belgeden rahatsiz olacaklardir. Bu nedenle dini siyasete alet edenler emperyalistlerle is birligi bile yapabiliyor. Dincilerle islami reddedenler bu noktada birlesebiliyor.”Can ATAKLI | |
|