ForumAlaca-Gençlerin Eğlence Merkezi
Yabancı Tarih Kitaplarında Türkler Uyeols10
ForumAlaca-Gençlerin Eğlence Merkezi
Yabancı Tarih Kitaplarında Türkler Uyeols10
ForumAlaca-Gençlerin Eğlence Merkezi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Her Telden Takılırız :D
 
AnasayfaPortalAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Yabancı Tarih Kitaplarında Türkler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ShowTime
OyunFrm Admin
 OyunFrm Admin
ShowTime


Mesaj Sayısı : 790
Kayıt tarihi : 25/08/10
Başarı Puanı : 1
Aktiflik : 873
Cinsiyet : Erkek
Tuttuğu Takım : Fenerbahçe
Yaş : 36
Nerden : İstanbul

Yabancı Tarih Kitaplarında Türkler Empty
MesajKonu: Yabancı Tarih Kitaplarında Türkler   Yabancı Tarih Kitaplarında Türkler I_icon_minitimeC.tesi Ağus. 28, 2010 9:53 am

a.B.D.

Öğretmen Eğitimi Tarih – Sosyal Bilimler Kitabında;

1894-1896 yılları arasında Sultan Abdülhamit 100 binden fazla Ermeniyi
katletti. Ermeniler Türklerin yayılmacı Pantürkizm planının önünde
engeldi. Bu nedenle Türk yöneticiler onlardan kurtulmaya karar verdiler.

Ermeni Soykırımı Nasıl Gerçekleştirildi?

-Türk Ordusundaki Ermeni askerlerin silahları alındı, zor işler verildi
ve daha sonra öldürüldü. Ermenilerin eğitim, siyaset, din ve kültür
liderleri tutuklandı ve öldürüldü.
-İmparatorluk dahilinde yerel yetkililere, Ermeni nüfusa karşı nefret uyandırmalarını emreden talimatlar gönderildi.
-Kadın, çocuk ve yaşlılar tehcir bahanesiyle çöle ölüm yürüyüşüne
gönderildi. Ermeni nüfusun bütün mallarına ve zenginliklerine Türkler el
koydu.

Öğretmen Eğitimi Tarih – Sosyal Bilimler Kitabında;

1894-1896 yılları arasında Sultan Abdülhamit 100 binden fazla Ermeniyi
katletti. Ermeniler Türklerin yayılmacı Pantürkizm planının önünde
engeldi. Bu nedenle Türk yöneticiler onlardan kurtulmaya karar verdiler.

Ermeni Soykırımı Nasıl Gerçekleştirildi?

-Türk Ordusundaki Ermeni askerlerin silahları alındı, zor işler verildi
ve daha sonra öldürüldü. Ermenilerin eğitim, siyaset, din ve kültür
liderleri tutuklandı ve öldürüldü.
-İmparatorluk dahilinde yerel yetkililere, Ermeni nüfusa karşı nefret uyandırmalarını emreden talimatlar gönderildi.
-Kadın, çocuk ve yaşlılar tehcir bahanesiyle çöle ölüm yürüyüşüne
gönderildi. Ermeni nüfusun bütün mallarına ve zenginliklerine Türkler el
koydu.
-Bazı durumlarda, eğer Ermeniler Hristiyanlığı reddedip İslamı kabul
eder ve Türk olduklarını söylerlerse hayatlarını kurtarabiliyorlardı.
Ermeni soykırımının amacı Osmanlı İmparatorluğunun içindeki Ermenileri
yok etmekti.
-Ermeni soykırımı Yahudi soykırımının öncüsüdür.
-1909 yılında Kilikya bölgesinde 30 bin Ermeni katledildi. 1915-1922
yılları arasında 1.5 milyon Ermeni öldürüldü; 500 bini de sürgüne
gönderildi.
-Tehcir sırasında savunmasız kadınlar ve çocuklar Suriye Çöllerinde
haftalarca yürümeye zorlandı; tecavüz ve işkenceye maruz kaldı.
Binlercesi zorla Türk ve Kürt evlerinde ve haremlerinde alıkonuldu.

Aşağıdaki bilgilerin ışığında diğer soykırım örneklerini tanımlayınız.
-Osmanlı İmparatorluğu liderleri tarafından Ermenilere
-SSCB’de Stalin tarafından köylülere, memurlara ve askerlere
-Kamboçya’da Pol Pot yönetimi tarafından halka
-Ruanda’da Hutular tarafından Tutsi azınlığa

RUSYA FEDERASYONU


İlköğretim Tarih Kitaplarında;

1875’in yazında Bosna-Hersek’te çıkan ayaklanma şiddetle bastırıldı.
1876’da Bulgaristan’da Osmanlı boyunduruğuna karşı bir ayaklanma çıktı
ve Sırbistan ve Karadağ Osmanlıya savaş açarak Bulgar halkına yardıma
koştular. Ancak az sayıdaki eğitimsiz ordu bozguna uğradı.
Türk idaresinin yaptığı kanlı katliamlar Rus toplumunda infial yarattı.
Kamuoyunda Yugoslav halklarının korunması fikri yayılmaya başladı.
Yönetimin resmi yasaklarına karşı çoğunluğu subay olan binlerce gönüllü
Sırp Ordusuna katıldı.

Haritanın lejandında dört numaralı madde Kilikya Ermeni Devletini göstermektedir.

Bölünmüş Bulgaristan, Sultan’ın düzenli ordusu için kolay lokma oldu.
Daha sonra Sultan I nci Murat ordularını Sırbistan’a sürdü. 1389’da,
LAZAR komutasındaki sayıca çok üstün Sırp Ordusu, Kosova Ovası’nda,
kahramanca savaşıp düşmanı kıstırdılar.

Fakat Prensin en yakın adamlarından biri Murat ile haince anlaşarak
savaşın en önemli anında 12 bin askerini savaş alanından çekince,
sarsılan Sırp Ordusu geri çekilmek durumunda kaldı.

Prens LAZAR’ın akrabası Miloş OBİLİÇ kasten esir düşerek Sultan’a
götürülmeyi talep etti. Kahraman Sırp, Hükümdar ile karşılaştığı anda
hançer ile Murat’ı vurdu. OBİLİÇ’İ hemen orada parçaladılar. Komutayı
alan yeni Sultan öç almak üzere tüm esirlerin ve Prens LAZAR’ın
katledilmesi emrini verdi.

Fatih, 200 bin kişilik ordu, 125 parçalık donanma ve yarım tonluk gülle
atan devasa toplarla taarruza geçip şehri fethetti. İmparator 11 nci
Konstantin elinde kılıcıyla öldü. Sultan; şehrin, surların, binaların
kendisine ait olduğunu söyleyerek bunların dışındaki herşeyi yağma için
askerlerine bıraktı. Üç gün süren yağmadan sonra ganimet ve kölelerden
zengin olmamış bir tek asker kalmadı. Bizans Ordusu yok olmuş, ahalinin
çoğu ölmüştü. Şehir İstanbul olarak adlandırılıp başkent oldu. Türkler
tarafından bir çok Ortadoks kilisesi yıkıldı. Ayasofya ise camiye
çevrildi.

Kemal, iktidarda güçlenince diktatörlüğünü kurdu. Demokratik ve kominist
organizasyonları dağıtıp reformlara girişti. Türkiye’de Cumhuriyeti
ilan edildi, ruhani dünya sekülarize edildi.

Güçlükler ekonomi ile sınırlı değildi. Çözümsüz bir çok sorun arasında
Kürt sorununa dikkat etmek gerekmektedir. Lozan Antlaşması’na göre
Kürtlerin yaşadıkları yerler Türkiye, İran, Irak ve Suriye sınırları
dahilinde bölünmüştü.

60’lı yıllarda kurulmuş olan Kürdistan İşçi Partisi 1984 yılında
Kürtlerin yaşadıkları bu dört ülkedeki topraklarda bir Kürdistan devleti
kurmak amacıyla silahlı mücadeleye girişti. Ülkenin Güneydoğu
Bölgesi’nde PKK savaşçıları ile Türk Ordusu arasında silahlı faaliyet
başladı.

Askeri faaliyetler Türkiye’ye yıllık olarak 10 milyar dolara malolmuştur. Kürt sorununa çözüm halen bulunamamıştır.

Türkiye Miğfer Devletler’in kaçınılmaz mağlubiyetlerine kanaat getirince
Almanya ve Japonya’ya savaş açtı. Bu açık sembolik hareket Türkiye’ye
BM’nin kurucuları arasında yer alma olanağı sağladı. Fakat uluslararası
prestijini büyük oranda kaybetti. Özellikle SSCB ile ilişkileri
kötüleşti.

ALMANYA

İlköğretim Yardımcı Yayını Coğrafya Atlasında;

-Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi “Armanisches Hochland” (Ermeni Dağlık Alanı) olarak gösterilmiş,
-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir kısmı “kürdistan” olarak gösterilmiş,
-Haritanın Kıbrıs’ı gösteren kısmında “Türkiye tarafından işgal edilmiştir.”
yazmaktadır.

İlköğretim Coğrafya Kitabında;

Bir halk milliyeti için savaşıyor (Kürtler). 5000 yıldır yaşadıkları bölgede
Osmanlı ve Perslerin değirmen taşları arasında kalmışlardır. Onların
bölgesi Birinci Dünya Savaşı’nda birçok ülkeye paylaştırıldı. O
ülkelerden hiçbiri Kürtlere bağımsızlık ya da dil özgürlüğü vermedi.
Bölgede petrol olması durumu gerginleştiriyor. Kürtlerin bağımsızlığı
hedefleyen tüm girişimleri Türkiye ve Irak tarafından çoğunlukla kanlı
bir şekilde bastırılmıştır.

İlköğretim Coğrafya-Çevre Bilgisi Kitabında;

(Kürtler)16-20 milyonluk bir topluluktur. Türkler bölgeye gelmeden önce de
burada yaşıyorlardı. Toplam beş bölge ülkesinde yaşayan Kürtler devlet
kurma arzusundadırlar. Türkiye ve Irak’ta, askerler ve Kürtler arasında
silahlı çatışma olmaktadır. Türk Askerleri aileleri bölmekte, işkence
yapmaktadır.

İlköğretim Tarih-Coğrafya Kitabında;

-Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Bölgesindeki bazı iller “kürdistan”,
-Karadeniz Bölgesi’ndeki Canik Dağları “Pontus Gebirge” (Pontus Dağları)
olarak gösterilmiştir.

İlköğretim Coğrafya Kitabında;

-Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi “Armanisches Hochland” (Ermeni Dağlık Alanı),
-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir kısmı “kürdistan” olarak gösterilmiştir.
-Kıbrıs’ı gösteren kısmında “Türkiye tarafından işgal edilmiştir.” yazmaktadır.

İlköğretim Coğrafya – Atlas Yardımcı Yayınında;

Haritada Türkiye-İran sınırı kürdistan olarak gösterilmiştir.

İlköğretim Tarih – Coğrafya Kitabında;

Ermenilerin Rus ordusunu desteklemesinden korkan Osmanlı İmparatorluğu
onları göç ettirmeye başladı. Gerçekten de ulusal bağımsızlığı için
mücadele eden Ermeniler vardı.

Göç oldukça kanlıydı; yüz binlerce Ermeni göç yolunda açlık ve yorgunluktan,
kervanları soyan göçebelerin baskınlarından hayatlarını kaybettiler. Bu
halkın ölüme terk edilmesi Talat Paşa Hükümetinin saf Türk ya da saf
Müslüman Anadolu oluşturma hedefinin bir işaretiydi.

İlköğretim Tarih – Coğrafya Kitabında;

Ermenilerle ilgili: Türkler tarafından 1914-1918 yılları arasında
soykırım yapılmıştır. Sevr’de garanti edilen bağımsız Ermenistan
oluşturulamamıştır. Ermenilerin topraklarının büyük kısmı Türkiye’de
kalmıştır.

İlköğretim Tarih Kitabında;

Kürtlerle İlgili: Türkiye’de resmi olarak Kürt yoktur, bunun yerine “Dağlı
Türkler” vardır. Kürdistan Kürtlerin yaşadığı bölgedir. Burası Türkiye, İran, Irak tarafından paylaşılmıştır.

İlköğretim Hayat Bilgisi Kitabında;

Türkiye ile İlgili: Konuşulan resmi dil Türkçe ve Kürtçe’dir. Yönetim şekli
1982’den bu yana cumhuriyettir.

İlköğretim Tarih – Coğrafya Kitabında;

Kürtler, Türkiye ve Irak yönetimiyle çatışma içinde ve birçok insanlarını
kaybetmiş durumdadırlar. Su sorunu çözülmeden bölgedeki Kürt probleminin de çözülmeyeceği ortadadır.
Irak rejiminden kaçan Kürtlerden 6700 kişi Türk sınırında, kirli su ve buna
bağlı hastalıklardan dolayı öldü.

Haritada: Halen Kürtlerin yaşadıkları bölgeler,

Planlanmış kürdistan (Sevr’e göre),
Bağımsız kürdistan cumhuriyeti (1946-1947) olarak gösterilmiştir.

İlköğretim Sosyal Bilgiler Kitabında;

Türkiye Cumhuriyeti milliyetçilik temelinde kurulmuştur. Ülkede yaşayan
herkes kendini Türk hissetmeli ve Türkçe konuşmak zorundadır.
Fakat özellikle Doğu Anadolu’da çeşitli halk grupları geleneksel yapılarını
koruyarak yaşamaktadır ve Türk Devleti’ni yabancı görmektedirler.
Birinci Dünya Savaşı galipleri Kürtlere kendi devletlerini kurma sözü vermişti.
80’li yıllarda Kürdistan İşçi Partisi’nin bağımsızlık savaşı şiddetlendi. İki
cephe arasında kalan Doğu Anadolu halkı bunun acısını çekti.
PKK savaşçıları kadınları, çocukları öldürdü. Türk Ordusu iki binin üzerinde
köyü tahrip etti. Türk Ordusu işkencecidir.

İlköğretim Coğrafya Kitabında;

Türkiye, bölgede yürüttüğü proje kapsamında (GAP) 21 baraj, 17 santralle
her iki nehrin suyunu kendi ülkesine kullanacak. Birçok insan bu proje
kapsamında yurtlarını terk edecek, iklim değişimi hastalıklara yol
açacaktır.
Kürtler Türk Hükümetinin baskısı altındadır, uzun zamandır bağımsızlık
istekleri vardır.

İmla Klavuzunda;
Eşanlamı Karşılığı
türken = Vortäuschhen Sahtecilik yapmak, aldatmak.
Sözlükte;
Eşanlamı Karşılığı
Türk = Manöver,Propaganda Manevra, abartma.
Werbung
türken = Vortäuschhen Sahtecilik yapma, aldatma.
Türken Bauen = Vortäuschhen Sahtecilik yapmak.

İlköğretim Coğrafya Kitabında;

İtalyanlar, Türkler ve Yunanlılar olmasaydı bizim ülkemiz ne yapardı?
Kim bizim çöpümüzü toplar, caddelerimizi süpürür; büroları, hastaneleri,
devlet dairelerini temizlerdi.

İlköğretim Sosyal Bilgiler Kitabında;

-İstiklal Marşı sırasında gülmek yasaktır.
-Sınıflar kalabalık ve öğrencilere temizlik kontrolü (tırnak, mendil) yapılmaktadır.
-Öğretmeler öğrencileri dövüyor.
-Okullarda ezberci eğitim yapılmaktadır.
-Sultan yerine gelen general tek eşli; eskiden erkekler dört kadınla evlenebiliyorlardı.

İlköğretim Tarih Kitabında;

Tarih dersi müfredatının “Savaş-Teknik-Sivil Halk” bölümünde, kapsanması
mecburi olan konular içerisinde “İnsanlıktan Uzaklaşma” başlığı altında
verilen “Savaşlardaki Dejenarasyon, Etnik Ayrımcılık, Toplu Katliam ve
Soykırım” konusuna, sözde Küçük Asya’da (Anadolu’da) Ermeni nüfusuna
yapılanlar soykırıma örnek olarak gösterilmiştir. Görsel öğrenme
metodları olarak da mezarlıklar ve soykırım anıtlarının
kullanılabileceği belirtilmiştir.

AVUSTURYA

Avusturya tarihi, Avusturya vatandaşlarının belleklerine belli başlı
olaylarla kazınmıştır. Bunlar Ortaçağ koyu Katolik baskısı, büyük
yangınlar, savaşlar ve 1529 ile 1683 yıllarında yaşanan Türk
kuşatmalarıdır. Türkler; merkezi ve Doğu Avrupa milletlerinde çoğunlukla
çocuklarını kaçırıp yeniçeri ocağı için devşiren, eşlerini ve kızlarını
kaçırıp hareme hapseden, akınlarla batı istikametine hem karadan, hem
deniz ve Tuna Nehri’nden gelip soyup, öldürüp, çalan ve giden insanlar
olarak nitelendirilirken, bu ülkelerde anneler pek yakın zamana kadar
(ve belki de halen) çocuklarını ‘’Uyumazsan Türkler gelir, seni
götürür’’ diye korkutup uyutmaya çalışırken, Avusturya bunlara ek olarak
tarihini, Avrupa’yı ve Hristiyanlığı Türklerden kurtaran bir millet
olma çerçevesine oturtmuş bir millettir
İki Türk kuşatmasının izlerini Avusturya’da her şehir ve kasabada
izlemek mümkündür. Bunlara ilişkin sayısız kitap yazılmış ve sanat eseri
(efsane, şiir, şarkı, roman, heykel, resim, tiyatro, film)
yaratılmıştır. En ücra kasaba, köy kilisesinde dahi bir tabela üzerinde
‘’Türkler …. yılında buraya gelmiş ve soymuş, katletmiş, yakmış ve
yıkmıştır’’ yazısı görülebilir. Viyana’da pek çok cadde ve meydanın ismi
Türklerin adı kullanılarak türetilmiştir. Pek çok bina duvarlarında
yarı gömülü (çoğu suni olsa da) yuvarlak taş bilyalar Türk gülleleri
olarak turist çekmektedir. Şehir merkezindeki pek çoğu heykelde zafer
kazanmış Avusturyalı komutan ayağı altında sarıklı bir Türk başı, yerde
sürünen bir yeniçeri ve sancak gibi şeyler görülmektedir.
Pek çok sanat eserinde olduğu gibi askeri tarih müzesinde de Türklerle
olan geçmiş yaşatılmaktadır. Burada Türklerden ele geçirilen
ganimetlerin yanı sıra, temsili pek çok resme de rastlanmaktadır. Bu
resimlerde Türkler sürekli zulmeden kişiler ve düşman modeli olarak hep
çok çirkin, uzun bıyıklı, salyalı, iri gözlü olarak resmedilmişlerdir.
Tarihinde pek çok milletle savaşmış olan Avusturya için diğer
savaştıkları milletler bu kadar söz konusu değilken, Türklere dair
geçmişi sürekli canlı tutmak, koyu Katolik olan Avusturya halkının milli
benliğine ve dinine bağlılığının bir göstergesi olmuştur.
Alman Orient Enstitüsü Başkanı emekli yarbay Udo STEİNBACH, Avusturya medyasını Türkler alehinde etkilemektedir. Ona göre:
“Asıl sorun ****** tarafından yaratılan bu uyduruk Türk milletindedir.
Uyduruk bir dil ve kültür. Önce Ermenileri sonra Rumları katlederek
uyduruk bir cumhuriyet kurdular. Kürtleri neden tamamen kesmediler,
merak ediyorum.” (1998)
Adı geçen kişi halen içinde Türk kelimesi geçen her faaliyette Avusturya
ve Almanya başta olmak üzere pek çok ülkede konuk konuşmacı olarak,
üstelik Türkler ya da Türk sempatizanı olarak kendini gösterenlerce
(örneğin Avusturya-Türk Bilim Derneği) görevlendirilmektedir.

DANİMARKA

İlköğretim Coğrafya Kitabında;
Sayıları 25 milyona ulaşan Kürtler (13-14 milyonu Türkiye’de), dünyadaki
anavatansız halktır. Burada bulunan ve Türk olarak adlandırılan halkın
çoğu aslında Kürttür.
Türk Devleti Kürt halkının varlığını reddetmektedir. Kürtlerin
demokratik hakları kısıtlanmaktadır. Parlementoya seçilmiş bile olunsa
Türkiye’de Kürtçe konuşmak hapis nedenidir.
Türk polisi ve askerinin yargısız tutuklamaları, köyleri harap etmeleri Kürtleri sürekli tedirginlik içinde yaşamaya itmektedir.
Bölgedeki iç savaşta 37.000 kişi ölmüştür. Ayrıca 2.500 Kürt köyü yıkılarak boşaltılmıştır.
Yapılan baskılar nedeniyle Batı Avrupa’ya gelen yabancıların büyük kısmını Kürtler oluşturmaktadır.

FRANSA

İlköğretim Tarih – Coğrafya Kitabında;

Fotoğrafın altında “1918'den sonra Osmanlı İmparatorluğunda Ermeni yetim
ve öksüzleri" ibaresi bulunmaktadır. Fotoğrafta yerlerde çok kötü
durumda, yarı çıplak küçük yaşlarda kız ve erkek çocuklar görülmektedir.
Eğitim sistemi itibarıyla ezberden çok, tartışma ve yorum yönteminin
uygulandığı bu ülkede, tartışma ve yorum yapmaya müsait bu resimle
Osmanlı İmparatorluğu ilişkilendirilerek, sözde Ermeni soykırımı;
Ermeniler kimdir?
Bu çocuklar neden öksüz kalmışlardır?
Osmanlı İmparatorluğu içerisinde ne kadar Ermeni yaşıyordu?
Bunlara ne oldu?
gibi sorularla işlenmektedir.
Savaşta Avrupa'da en az 8 milyon insan ölmüş, milyonlarcası yaralanmış
veya sakat kalmıştır ve üstelik savaş 1 milyondan fazla Ermeninin göç
ettirilmesi ve katledilmesiyle 20 nci yüzyılın ilk soykırımı sonucunu
doğurmuştur.
Fotoğrafta, bir bina önünde üç Ermeni din adamı ve önlerinde yerde yatan
öldürülmüş insanlar (Kitaba göre Ermeniler) görülmektedir. Fotoğrafın
altında "Ermeni katliamı (1919)" yazısı ile "1915'te Türk Hükümetinin
aşırı uçtaki kanadınca alınan önlemler, İmparatorluktaki Ermenilerin
büyük bir bölümünün yok edilmesine yol açtı. (en az 600 bin ölü)"
açıklaması bulunmaktadır.
"Cephede Savaş Dehşeti" isimli konu alt başlığında "Bu savaş esnasında
20 nci yüzyıl, ilk soykırım ile tanışmış oldu. Büyük çoğunluğu Müslüman
olan Osmanlı İmparatorluğunda Hıristiyan Ermeniler, Rus saldırılarına
destek vermekle suçlandılar. 1,5 milyon Ermeni kadın, çocuk, erkek
1915'te sürgüne gönderildi ve Türk hükümetinin emri ile katledildi"
ifadesi yer almaktadır.
Fotoğrafın altında "1915'te Ermeni Katliamı" yazısı ile "Ermenilerin
tutuklanma ve sürgüne gönderme kararını kim aldı?" sorusu bulunmaktadır.
Söz konusu fotoğrafta ise elleri tüfekli, fesli ve bıyıklı, asker
elbisesi giymiş iki kişi ile, kafatasları görülmektedir.

İlköğretim Tarih Kitabında;

Altında Ermeni katliamı yazısı bulunan resimde temsili olarak
Ermenilerin kadın, erkek, çocuk, bıçakla ve tüfekle katledilmesi
gösterilmektedir.
Sayfanın sağ üst köşesindeki haritada Türkiye'nin kuzeydoğusu “Ermenistan” olarak gösterilmiştir.
Resimde Sırpları katleden Türkler gösterilmekte ve altında:
"Zorbalıklar başlıyor, Sırp köylülerin Türk çetelerince öldürülmesi" yazısı yer almaktadır.
Kitabın insan hakları ihlallerinin kronolojik olarak gösterildiği
sayfasında, 1915 Yılı için "Ermenilerin Türkler tarafından katledilmesi
20 nci Yüzyılın ilk soykırımıdır." ibaresi yer almaktadır.
"Lise 2 nci sınıfta Ermeni sorunu nasıl kavrattırılır?" sorusu yer
almakta ve altında "Neden bu seçim?" sorusuna üç maddelik yanıt
verilmiş:
-09 Aralık 1948 Soykırım Suçlarının Cezalandırılması Sözleşmesi ile
tanımlanan ve 16 Nisan 1984 Yılında halkların sürekli mahkemesi
tarafından 20 nci Yüzyılın ilk soykırımı olarak kabul edilen soykırıma
karşı borç olduğu için,
-Milliyetçilik ilkesinin değişime ve büyük güçlerin çıkarlarına karşı daha hafif kaldığını göstermek için,
-Soykırım ve savaş suçlarının kabul edilmesindeki güçlüğü göstermek için.
İlköğretim Sosyal Bilgiler Kitabında;
Kitap, PKK/KONGRA-GEL terör örgütünü, Abdullah ÖCALAN’ı, meşru ve masum
bir bağımsızlık mücadelesi yapıyor olarak göstermektedir. Bir ortaokul
öğrencisinin anlayacağı şekilde basit bir dille yazılmış olan kitabın 36
ncı sayfasında "Türk Hükümeti modern ve liberal olarak görünmek
istemektedir. Türkiye, AB’ne aday olmak üzere başvurmuştur. Kanunlarla
yönetilen barış içinde bir devlet imajı vermeye çalışmaktadır. Ancak
PKK/KONGRA-GEL üyelerini ve Kürt milliyetçilerini öldürmek veya
yakalamak için kuvvete başvurmaktadır." denilmektedir.

lköğretim Coğrafya Kitabında;

"Dünyanın Bugünkü Jeopolitiği" adlı konu verilirken bir dünya haritası
çizilmiş ve üzerinde çatışma bölgeleri gösterilmiştir. Haritada
Türkiye'nin güneydoğusu da çatışma bölgesi olarak gösterilmektedir.
Ortadoğu haritası üzerinde, Türkiye'nin güneydoğusu, Kuzey Irak ve
İran'ın batısı ile Suriye'nin bazı bölümleri Kürt bölgesi olarak
gösterilmiştir.
Ayrıca Şırnak kenti de yüksek çatışma bölgesi olarak

GÜNEY KIBRIS RUM YÖNETİMİ

İlköğretim Okuma Kitabında;

“Harap Bir Köy” adlı okuma parçasında, köyün 1974 yılında Türkler
tarafından harabeye çevrildiği anlatılmaktadır. Parçada köy halkının her
şeyi bırakarak köyü terk ettiği dramatize edilerek resimli bir şekilde
anlatılıyor.
Kuzey Kıbrıs Yunanlıları Türk Ordusu tarafında evlerini terk etmek ve adanın özgür bölgelerine göç etmek zorunda bırakıldılar.
Parçada; kuzeyde bıraktığı evi ziyarete giden ailenin büyük kızı dönüşte
iki salyangoz getirir. Evin küçük kızı salyangozları görünce gözleri
dolar: “Evlerini sırtlarında taşıyorlar, keşke ben de aynısını
yapabilseydim.”
“Göç” başlıklı yazıda, Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında yaşanan
nüfus mübadelesinde Yunanlıların evlerini, topraklarını satıp göç
ettikleri konusu trajik bir şekilde anlatılmaktadır.
Yazıda, Mihalis KASİALOS adlı bir halk sanatçısının (ressam) 1973’te
Paşaköy’de inşa ettirdiği ve duvarlarını dillere destan bir şekilde
kendi elleri ile resmettiği kilise anlatılmaktadır. Yazının devamında
1974 ağustosunda Türk Askerlerinin köye girip birçok masum kişi ile
birlikte yaşlı KASİALOS’u da öldürerek etrafa zarar verdiklerinden
bahsedilmektedir. Sonunda ise yaşlı KASİALOS ölmüş olsa bile
resimlerinin ölümsüz bir şekilde orada kalacağından söz edilmektedir.
1821 ayaklanmasını anlatan yazıda; Sakız Adası’nın Türkler tarafından
yerle bir edildiği, köy ve şehirlerin yakıldığı; kadın, çocuk ve
ihtiyarların boğazlandığı, genç kızların ise yine Türkler tarafından
köle pazarında satıldığı anlatılmaktadır.
İzmir’in Türklerin eline geçmesi ve devamında yaşanan nüfus
mübadelesinin trajik bir şekilde anlatıldığı yazı; İzmir’in alevler
içinde kaldığı, Yunanlı nüfusun canlarını kurtarmak için küçük
sandallara dolup denize açıldığı görüntüsü yaratılan bir resimle
desteklenmiştir.

Hikayede EOKA’cı Grivas’ın da lakap olarak aldığı efsanevi Diğenis
AKRİTAS’ın Beşparmaklar ile öyküsü anlatılmaktadır. Beşparmaklar’ın ilk
çağlardan beri Helenlere ait olduğunu vurgulanmaktadır.

Öykü ilk çağ dönemine ait olmasına rağmen konu Türklere getirilmekte ve
Eflaklı bir Yunan çocuğun nöbet yerine giderken Türk-Arap korsanların
Kıbrısa saldırdıkları ve adanın yeşil kıyılarının kızıl kana bulandığı
anlatılmaktadır.
Nöbetçi çocuğun, arkadaşlarına, kardeşlerine kılıçlarını kuşanıp Türkler
ve Araplara karşı savaşmaya çağırdığı bir kahramanlık öyküsü olarak
anlatılmaktadır.

“Türk İşgali” adlı şiirde Barış Harekatı dramatize edilerek anlatılmaktadır.

İlköğretim Din Bilgisi Kitabında;

“Ben Hristiyan doğdum, Hristiyanım, Hristiyan öleceğim.”
Bu sözlerden sonra Türkler onu zindana attılar ve birkaç gün sonra yaşamı tüyler ürpertici bir şekilde sona erdi..

İlköğretim Tarih Kitabında;

Seni ilk oğluna ağlamak zorunda bıraktığım için ağlama, umutsuzlanma anneciğim.
Eğer bunca anneler ağlıyorsa bunun suçlusu Türklerdir.
Bana süt içirip büyüttüğün kulübemize bir Türkün efendi olmasına kalbim
dayanamıyor, tahammül edemiyorum.
Bunu sen de biliyorsun anne.
Bu kitabın tamamı Türk düşmanlığı içermektedir.

İlköğretim Okuma Kitabında;

“Kıbrıs’da”, “Kıbrıslı Çocuk”, “Vatan” ve “Bölünmüş Vatanımız Hakkında
Küçük Çocuğun Merakı” adlı şiirlerde ilkokul çocukları, Kıbrıs’ın
bölünmüş olduğu ve yeniden birleşmesi için dileklerde bulundukları,
geride (kuzeyde) bıraktıkları yerlere ve evlerine dönmek istedikleri,
Türklerin Güzelyurt ve Maraş’ı harabeye çevirdiği gibi konular
işlenmektedir.
Eftihia Teyze, Erenköy’ün Yalusa Köyü’nde ailesiyle birlikte mutlu bir
hayat sürüyordu. İnsanlar ister Yunan olsun isterse Türk olsun herkese
yardım ediyordu. Fakat 1974 yazında kötü olay ansızın gelişti. Oğlu
Aleksandros, onun karısı Avgi ve çocukları ile birlikte esir oldu.
Aleksandros Kıbrıslı Türkler tarafından bir soruşturma için tutuklandı. O
günden beri hiç kimse kendisini görmedi, kayıp.

İlköğretim Coğrafya Kitabında;

“Türkler 1974 Temmuzunda Kıbrıs’a askeri çıkarma yaptılar. 200 bin Rum
zorla evlerinden atıldı ve kendi vatanlarında göçmen oldu. Birçoğu
Türkiye’deki hapishanelere götürüldü. Bu kişilerden 1619’u halen
kayıptır. Bu kişilerin aileleri, yakınlarının akibetlerinin belirlenmesi
için o zamandan itibaren süregelen bir mücadele başlatmışlardır. Türk
işgali altında bulunan topraklarda, 1974’te 20 bin mahsur insan
kalmıştır. Türkler bu kişileri, yavaş yavaş oradan gitmeye mecbur
etmişlerdir. Bu kişilerin sayıları devamlı azalmaktadır. 1994’te bu
kişilerin sayısı 900’ü geçmiyordu.”
Parçanın sonunda, parça içerisinde geçen rakamlarla ilgili sorular sorulmaktadır.
Örneğin:
“Kıbrıs’a Türk işgali ...... Temmuz’unda yapılmıştır.”

İlköğretim Din Bilgisi Kitabında;

Türk döneminde Kıbrıs Kilisesinin varoluş mücadelesi verdiğinden
bahsederek Türklere “barbarlar” diye hitap etmektedir. Kıbrıs Kilisesini
Nuh’un Gemisi’ne benzetmektedir.
1821’de Türklerin Rum papazları katlettiği, 1974 Yılında Kıbrıs’ı işgal ettikleri belirtilmektedir.

İlköğretim Sosyal Ahlak Dersi Kitabında;

Karikatürize edilmiş haritada, Kıbrıs; üzerinden kan damlayan dikenli
tellerle ikiye bölünmüş ve kuzey tarafının üzerinde Türk bayrağı bulunan
bir asker botu ile ezilmekte. Altındaki açıklamada:
“Kıbrıs devletinin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı 1974’teki Türk işgali ile açık bir şekilde ihlal edilmiştir.
Haritada Kuzey ve Güney sınırları gösteriliyor. Haritanın üstüne “
Unutmuyoruz” diye büyük bir başlık atılmış, altındaki açıklamada ise:
“İşgal Bölgesi %36.4, 3 bin ölü, 1619 kayıp ve 824 esir.”

İlköğretim Din Bilgisi Kitabında;

Türk döneminde sürekli despotluk olduğu, Türklerin Ortodoks kiliselerini
camilere çevirdiği, kiliseye acımasız vergiler uyguladıkları,
papazların sürgüne gönderildiği ve Türklerin kiliseleri yağma ederek
kiliselere saygısızlıkta bulunduklarından bahsedilmektedir. Türklerin
Hristiyanlığa düşman olduğu izlenimi yaratılmaktadır.

İNGİLTERE

Müzenin “Crime Against Humanity” bölümünde “Armenia 1915” başlığı
altında Türklerin 1915 yılında Ermenileri nasıl katlettiklerini anlatan
bir bölüm vardır. Bu bölümde sözde Ermeni soykırımının nasıl başladığı
anlatılmaktadır.
Müzenin “Crime Against Humanity” bölümünde “The continuing Plight of the
Kurts” başlığı altında Kürtlerin kim olduğu ve Kürtlere karşı
yapılanlar yıllara göre ayrı ayrı anlatılmaktadır.

İSVEÇ

İlköğretim Coğrafya Kitabında;

Haritada Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir kısmı “kürdistan” olarak gösterilmiştir.
Atlasın Kültür ansiklopedisi bölümünde, çeşitli milletlerin tanıtıldığı
kısımda, Kürtlerin hayvancılıkla uğraşan, Türkiye, İran ve Irak’ta
yaşayan, baskı altında yaşadıkları iddia edilen Müslüman halk oldukları
ifade edilmektedir.

İTALYA

İlköğretim Coğrafya Kitabında;

Türkiye nüfusunun çoğunluğu Türk halkından ve azınlık Kürt halkından
oluşmaktadır. Kürt halkı, sistematik olarak politik bir baskı rejimi
uygulanması nedeniyle göçe itilmektedir.
Kürt halkı, politik açıdan birden çok ülkeye ait olan Kürdistan
bölgesinde yaşamaktadır ve sürekli olarak politik baskı altında
tutulduklarından dolayı dünyanın çeşitli bölgelerine dağılmış
durumdadırlar.
Birinci Dünya Savaşı sonunda büyük devletler tarafından Kürt halkına
toprak verilmesi sözü tutulmamış ve bunun sonucu olarak Kürt halkı,
Türkiye, Suriye, Irak ve İran topraklarına yayılmışlardır.
Şu anda, Türkiye’de yaşayan Kürt halkının nüfusu 15 milyon civarındadır.
Türk Devleti, Kürt halkına karşı işgal, yerleşim bölgelerini yok etme,
halkı göçe zorlama şeklinde askeri baskı altında tutmaktadır. Kürt
kimliğini yok etmeye çalışarak, Kürtleri, “Dağ Türkleri” olarak
çağrılmaya zorlamaktadır.
Kürtçe konuşulması yasak olup, Kürt çocuklarının eğitimleri yalnızca Türk öğretmenler tarafından yapılmaktadır.
Kürt sorunu, Abdullah ÖCALAN’ın (Kürt halkının özgürlüğü ve hakları için
askeri ve politik metotlar kullanarak savaşan PKK/KONGRA-GEL partisi
başkanı) yakalanmasından sonra uluslararası bazda gündeme gelmiştir.
Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası teşkilatlar birçok kez
Türkiye’yi ve Kürt halkının yaşadığı diğer ülkeleri, Kürt halkına karşı
uygulanan baskı rejimlerinden dolayı suçlamıştır.
Türkiye’nin radikal İslam’a karşı aldığı pozisyondan dolayı ve bulunduğu
bölgede denge unsuru olması gibi stratejik konumu vardır. Bu nedenler,
Kürt halkına uyguladığı baskıların, uluslararası platformda yeterince
sert bir tepki almasını engellemiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumalaca.yetkinforum.com
 
Yabancı Tarih Kitaplarında Türkler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ForumAlaca-Gençlerin Eğlence Merkezi :: Güncel :: Tarih - Kültür-
Buraya geçin: